• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ALFA BİOENERJİ ŞİFA TERAPİSİ

SİNEM ŞULE ŞEKEROĞLU

Linkler
İLETİŞİM
Site Haritası

YILDIZDAN GEÇ



BİLMEDİM...


Bilmedim..
Dünya nedir, dünyalık nedir ,bilmedim..
Pazar nerededir, alan kimdir, satan kim, bilmedim..
Dönen ile duranı , yürüyen ile oturanı bilmedim..
Kim olduğumu unutma raddelerine geldim, kendimi dahi bilemedim..

Tapduk Sultan'ımın dediği gibi "ben" demekten kurtuldum.
Kim bir şey sorarsa "Bilmem" dedim..

"Bilmem" zikrinin içinde ben zamiri olduğu için mi nedir, bilmezliğin ağırlığını da bilmedim..

Sonunda bilmeyen kişinin kendini inkar ettiğini bile düşünmeye başladım..


Bazen adımı sorduklarında , bazen ne yaptığımı sorduklarında bilmedim..
Bazen bilmezlik bir hürriyet gibi geldi; bazen esaretim oldu...

Larende'den döndükten sonra bildiğim pek çok şeyi bir bir sildim aklımdan.Artık zihnimde dolanıp duran karmaşık anılar ve düşüncelerim yok.
Tabii eğer hatırlamak istemiyorsam...

Bilmeyi istediğim İsmail ve bilgisini özlediğim Sitare haricinde bilmezlik ile geçen zamanın öncesine dair hatıra kırıntılarından kurtuldum.

Şimdi zihnimde unutamadığım yegane bilgi İsmail ve kalbimde güçlü olan tek hatıra Sitare...

Mevlana'nın "Yıldızdan geç Yunus, artık güneşe bak!" sözüyle çarpıldığımdan bu yana üç ay geçti.

Düşündükçe koca Pir'in yıldızımı güneşe katıp yürümemi istediğinden emin oluyorum. Güneşe bakanın yıldızı göremeyeceği aşikardı.
Bu, yıldızın kaybolduğu anlamına mı gelirdi?


Belki de asıl mesele buydu.
Güneş doğunca yıldızlar görünmüyordu ama kayıp da olmuyorlardı..
Gözümüzdeki görme melekesinin boyutunu değiştirebilsek, belki yıldızları gündüz de görebilirdik.
Yani onlar her zamanki yerlerinde duruyorlardı...
Mesele yalancı aydınlıklardan kurtulmaktaydı; şüphelerden yani..
Kalbime güneş ışığı vurduğu zaman bile yıldızımın yine orada durduğundan emin oldum.
Yıldız ile Güneşi rakip görmediğim sürece yıldızımı güneşte gizleyebilirdim...
Saat
ŞİFACININ GÖZÜNDEN