• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ALFA BİOENERJİ ŞİFA TERAPİSİ

SİNEM ŞULE ŞEKEROĞLU

Linkler
İLETİŞİM
Site Haritası

PARALEL EVREN 2



Başka bir yerde, başka bir evrende siz

Paralel Evren


Hiç kendinizden bir tane daha olabileceğini düşündünüz mü?
İkiziniz değil -ikizler arasında çok fark var- tıpatıp aynınız.
Aynadaki yansımanızın başka bir evrende başka bir eş zaman diliminde sizden bağımsız ama her hareketi ve kararıyla sizi etkileyen hayat bulmuş hali?
Düşünmediyseniz şimdi düşünme zamanı…

Temeline Sicim Teorisi, M Teorisi ve Görelilik Teorisini katıp harcını ise Kuantum Mekaniği ile karan bu yaklaşıma göre birçok paralel evrenimiz ve yansımamız var.

‘Ben sanki bu anı daha önce yaşadım.
Seninle tanıştığımıza eminim.
Aman Allah'ım ben seninle tanışmadan önce seni rüyamda görmüştüm veya rüyamda gördüğüm şey gerçek oldu inanabiliyor musun?’
gibi cümlelerden en az birini kaçımız kurmadık ki?

Bilim adamlarına ve paralel evren araştırmacılarına göre bu durum paralel evren ve eşben kapısının farkındalık eşiğinin çok küçük bir parçasını oluşturuyor.

Şu an için bilim paralelliğin kendi etkileşimini bağımsız ama bir o kadar da kuvvetli bir domino etkisiyle yine kendisinin oluşturduğunu iddia ediyor ama doğrudan bireyin bilinci merkezli gerçekleşen bu durum üzerine tonla komplo teorisi ve varsayım üretilebilir…

Her şeyin teorisi ya da bilinen adıyla Görelilik Teorisi’nden yola çıkacak olursak :
Evrendeki her şey titreşimlerden oluşuyor
Atom altı parçacıklar evrenin her yerinde aynı anda bulunabiliyorlar ve aralarında telepati mevcut.
Bir başka deyişle haberleşme olanakları var.
Yine bu teoriye göre zaman ve bilgi aynı anda bizim bulunduğumuz noktada mevcut.
Ancak üç boyutlu algılama kapasitemiz yanı başımızda duran bu bilgiyi ya da titreşimi algılayamıyor.
Tıpkı dünyanın dönüş sesini duyamayışımız eğer duyacak olursak beynimizin anında infilak edecek olması gerçeği gibi bu durum da farklı gerçeklik musluklarından akan sularla beslenip büyütülüyor.

Görelilik teorisini referans aldığımızda, biz bir başka evrenin yansıması içinde olabiliriz.
Peki bu evrenler arasında geçiş mümkün mü?
Evren sayıları belirli mi değişken mi?
Bizden kaç tane var?
Diğer biz/ler bu bizi/leri nasıl etkiliyor/uz?
Gibi sorular bu tezle birlikte gelen ve cevabı hala havada asılı duran sorulardan sadece bir kaçı.

Sorulara cevap aranırken karşılaşılan ilginç durumlar da var.
Kendi eşbeniyle bilinçli bir etkileşim içerisinde olduğunu iddia edenler, dünyanın farklı yerlerinde kendisinden onlarca daha olduğunda diretenler, paralel evrene geçişin mutfak kapısını açıp kapamaktan ibaret olduğunu öne sürenler, ölüm tarihini saniyesi saniyesine söyleyenler ve dahası…

Bilim ve araştırmacılar bunların tümünün gerçeklik payı olduğunu reddetmiyor ama doğası gereği kanıtlayamadığı ve nesnel bir şekilde tutarlılığını ortaya koyamadığı durumları da literatüre sokup üzerinde kafa yormuyorlar.
Bilimin parapsikolojiye devrettiği yukarıda saydığım vakalar doğrudan doğruya paralellik, uzay zaman ve kuantum mekaniğinden kıvılcımlanan meseleler.

Namluyu kendinize çevirip düşündüğünüzde;
‘Bunu yapıyorum ama sonucu bu olacak.
x’i değiştirirsem y etkilenecek.
a’yı alırsam b’den vazgeçmem gerekecek.
Bu pi diğer pi’nin aynısı ama rengi beyaz ….
gibi sonsuz denklemi kendi hayatlarımız içinde yaşıyoruz.
İşte paralellik teorisinin iddiası da tam bunun üzerinden kuruluyor.

Hayatın içinde bu denli çok eşlik ve zıtlık varken neden sizin de bir eşiniz olmasın ki?
Sizin tıpkınız, ama farkındalık dışınızda duran fakat her kararı ve seçimiyle sizi etkileyen ve sizden etkilenen.

Biliyorum oldukça karışık bir durum özellikle şu kısımda öyle saçmalık mı olur diyecek en az on kişi rahatlıkla çıkacaktır ama işin aması var.
‘İçimdeki sese kulak verdim, benden bir tane daha olsa o ne yapardı diye düşündüm, başka bir yerde başka bir zamanda tanışmış olsaydık keşke, o yıllara geri dönebilsem her şey daha farklı olurdu.’ gibi bir sürü ‘ama’ sıralanabilir…

Sizce yalnız mısınız?
Siz konusunda tek başınıza mısınız?
Yaptıklarınızı gerçekten tek başınıza mı yapıyorsunuz veya o an mantığınızla hareket edemiyor muydunuz?
O zamanlar ruhunuz boşlukta olduğu için mi sonra pişman oldunuz?
belki de çok sarhoştunuz…

Anlatmak istediğim paralel evrenlerimizin ve eşbenlerimizin olduğunu kabul edecek olursak pek çok şeye bu ayracı tampon yaparak izah bulabiliriz.
Çelişki ve amalar ise işin cazibesi ve gizemi.

Bu noktadan itibaren paralel evren ve eşben kabulü üzerinden giderek açıklayacak olursam:
paralel evrenlerimizin hepsi aynı anda vardır.
Sayıları güçleri ve üzerimizde kurdukları etkileri yine tek bir ana kaynak -biz belirleriz.
Ana kaynak içinde yaşadığına inandığı ve bilinci dahilindeki evrenden çeşitli etki-tepki geri dönüşleri sayesinde diğer evrenleri ve eşbenleri ile etkileşime girip onları çoğaltır veya iptal eder.
Evet parelel evrenlerimizi ve eşbenlerimizi iptal etmemiz mümkün, tıpkı Fringe dizisinde ve Coherence filminde ana karakterlerin yaptığı gibi. Peki nasıl?
Birden fazla eşbenin olması, her benin belli miktarda gücü olduğu anlamına geliyor.
Ana kaynak -yani bilinç halindeki biz/ben/benlik sayı çoğaldıkça güçsüz düşüyor. Psikolojik sorunlar, delilik, kronik yorgunluk vb… örnek olarak verilebilir.
Diğer evrenlerden bazılarının iptal edilmesi, var olan özgücün daha az sayıya bölünmesini sağlıyor ve iptal edebildiğimiz paralel evren sayısı ne kadar artarsa bilinci içinde olduğumuz evrenimizin gücü de doğru orantılı olarak artıp daha kaliteli bir yaşam sürmesi sağlanıyor.
Bu evrenler bazen rüyalarımızda, bazen bilinçaltı temizlenerek iptal edilebilyor, bazen de hipnoz, telekinezi, psikoterapi, yoga gibi zihin ve beden resetleyici çalışmalarla kişinin paralel bir özete girip kendisiyle muhakeme yapması sağlanarak iptal düğmesi çalışır hale getirilebiliyor.

Bu sayede yukarıda da belirttiğim gibi ben özbene yakınlaşıyor, kişi amacını daha iyi kavrıyor ve ona göre daha dalgasız bir yaşam sürerek paralel çatışmadan arınma şansı elde ediyor.

İşin bir başka boyutu da seçimler.
Paralellik teorisine göre her seçim beraberinde bir evren doğuruyor.
Literatürde seçimlere koridor denildiği için üniversite, iş, evlilik, aile… hepsi birer koridor olarak nitelendiriliyor ve bunları elde etmek için vazgeçilenler, içerisine girilen savaşlardan kazanılanlar veya yitirilenler küçük küçük başka koridorları oluşturuyor.
Bir ana koridora -bilinçli bene bağlı olan diğerleri ise bunların alternatifi koridorlar olma özelliği gösteriyor.
Asıl olan -bilinçli ben zaman çarkının ortasında oturuyor ve bütün koridorları görüyor.
Yani onun için her şey ‘ŞİMDİ’
Bütün koridorlarda dolaşan sayısız eşben sadece kendi koridorunun içini gördüğü içinse bu duruma bilinçli körlük demek yerinde bir tespit olur.

Bir başka benzetme yapacak olursam Eflatun ve mağara bu durum için yine oldukça uygun düşebilir. Özbeniyle irtibat kurabilen eşbenlerden herhangi birisi böyle bir gerçeğin farkına vardığında ise bu bilgiyi kullanabilir.
Yani özgür kalır.
Yazının sonunda özün sözünü verecek olursam Paralel evren, ben, özben, yansıma ve yanılsama gibi kavramlar bir kedi köpek kovalamacası.
Tıpkı Matrix’teki gibi.
Aslına bakarsanız Matrix tüm anlatılanların ve burada yazdıklarımın görsel bir özeti. İzlemediyseniz uçarak izlemenizde fayda var izlediyseniz de yazıyı elinize alıp ince eleme sık dokuma işlemiyle eş zamanda götürerek sonuçlara ulaşabilirsiniz.

Paralel evreniniz ve eş beninizle iyi anlaşabilmeniz dileğiyle…

Alıntıdır

Saat
ŞİFACININ GÖZÜNDEN